Joewari da
Wednesday, 13 December 2023 05:36 pm![[personal profile]](https://www.dreamwidth.org/img/silk/identity/user.png)
Dün gece uyumak gerçekten zordu.
Birçoğunun da dediği gibi, en çok da Kopenhag'a yenilmek üzdü. Gruptaki "en düşük seviye takım" olduğu için falan değil, kendi sahamızda oynanan maçtan sonra kalecinin yaptığı terbiyesizlikler, dünkü maça kadar tek tek hepsinin yaptığı açıklamalar yüzünden. Özellikle de son düdük çaldıktan hemen sonra o adamın mutlulukla arkadaşına sarılırken, Bakambu'nun üzgünlükle baktığı görüntüde kalbim parçalandı.
Demiştim ben Real Madrid'e elendiğimizden beri futbolla daha az ilgilenmeye başlamıştım diye. Çünkü sürekli olacakmış gibi olup sonunda olmuyor.
Dünkü maçın iyi gitmeyeceği maç başlamadan belliydi bence. İlk 11'i gördüğüm anda bir kaş kaldırdım, ama sonra dedim ki, önceki birkaç maçta da aynı şeyi yaşadım ben. Dedim belki bu sefer değişir bir şeyler. Özellikle Tete'ye maalesef güvenim sıfır, ki ben takımdaki hiçbir oyuncuyu hala silmemiştim başkalarının sallamayı çok sevdiği bu ortamda. Hem Angelino, hem de Zaha -- adam bu maçlara çıkabilmek için geldi bu takıma zaten, her seferinde dillendirdi. O yüzden hocanın çıkarmasına şaşmıyorum, ancak şu güne kadar hiçbir maçta performansını çok çok beğenmedim. Gol attı mı, attı. Ama dediğim gibi bir türlü gözüme giremedi adam. Bilmiyorum, benlik bir şey. Ya da onun için Kerem'in her maçta laf yemesinden de olabilir.
Diyorlar ki her şutu uzaya atıyor. Bir kısma kadar doğru, ama onun kadar atağa giren görmüyorum ben. Takımda bir sürü sakat oynayan var tabii -- özellikle Icardi'nin son zamanlardaki düşüşünü buna bağlıyorum. (Umarım kısa zamanda eski formuna geri döner. Bence sakatlandıktan sonra oynamamalıydı bir süre...) Ama inatla oynatıldığından, bütün atakların ona ulaştırılmaya çalışılmasından hiçbir şey yapamaz hale geldik. Buna rağmen adam maçta olduğu her dakika uğraşıyor bir şeyler için bence.
Zaten saat 11'de başlayan maçı beklemek tam bir işkenceydi. Başladığı anda da başka bir baş ağrısı başladı. (Ne kadar baş içeren bir cümle oldu :D) Dedim ki tüm ŞL maçlarında böyle başladık, sonra açıldık biz. Düzelir şimdi.
Düzelmedi.
Berbat oynadık maalesef. Ve hak etmedik galibiyeti o yüzden. Tete'yi izlemek beni öldürdü zaten. Angelino nasıl bilmiyorum, istatistiklerde ilk yarı yüksek puan almış galiba ama ben bunu hiç göremedim. Zaten gideceğim diye düşündüğünden çok uğraşmadı mı artık... (Ziyech de sanırım yine iyi hissetmediğinden ilk 11 başlamamış.)
Her şey farklı olabilirdi düşüncesi AKLIMDAN ÇIK!! Yapacak bir şey yok maalesef, Avrupa Kupasını almamız gerekiyor, şart. "Hiç olmazsa yarı final" bile diyemiyorum. Öyle gaza geldim, sinirlendim.
Aklıma sonradan başka yorumlarım da gelirse düzenlerim bu yazıyı... Aklım parça parça, ne düşünsem bilemiyorum.
Birçoğunun da dediği gibi, en çok da Kopenhag'a yenilmek üzdü. Gruptaki "en düşük seviye takım" olduğu için falan değil, kendi sahamızda oynanan maçtan sonra kalecinin yaptığı terbiyesizlikler, dünkü maça kadar tek tek hepsinin yaptığı açıklamalar yüzünden. Özellikle de son düdük çaldıktan hemen sonra o adamın mutlulukla arkadaşına sarılırken, Bakambu'nun üzgünlükle baktığı görüntüde kalbim parçalandı.
Demiştim ben Real Madrid'e elendiğimizden beri futbolla daha az ilgilenmeye başlamıştım diye. Çünkü sürekli olacakmış gibi olup sonunda olmuyor.
Dünkü maçın iyi gitmeyeceği maç başlamadan belliydi bence. İlk 11'i gördüğüm anda bir kaş kaldırdım, ama sonra dedim ki, önceki birkaç maçta da aynı şeyi yaşadım ben. Dedim belki bu sefer değişir bir şeyler. Özellikle Tete'ye maalesef güvenim sıfır, ki ben takımdaki hiçbir oyuncuyu hala silmemiştim başkalarının sallamayı çok sevdiği bu ortamda. Hem Angelino, hem de Zaha -- adam bu maçlara çıkabilmek için geldi bu takıma zaten, her seferinde dillendirdi. O yüzden hocanın çıkarmasına şaşmıyorum, ancak şu güne kadar hiçbir maçta performansını çok çok beğenmedim. Gol attı mı, attı. Ama dediğim gibi bir türlü gözüme giremedi adam. Bilmiyorum, benlik bir şey. Ya da onun için Kerem'in her maçta laf yemesinden de olabilir.
Diyorlar ki her şutu uzaya atıyor. Bir kısma kadar doğru, ama onun kadar atağa giren görmüyorum ben. Takımda bir sürü sakat oynayan var tabii -- özellikle Icardi'nin son zamanlardaki düşüşünü buna bağlıyorum. (Umarım kısa zamanda eski formuna geri döner. Bence sakatlandıktan sonra oynamamalıydı bir süre...) Ama inatla oynatıldığından, bütün atakların ona ulaştırılmaya çalışılmasından hiçbir şey yapamaz hale geldik. Buna rağmen adam maçta olduğu her dakika uğraşıyor bir şeyler için bence.
Zaten saat 11'de başlayan maçı beklemek tam bir işkenceydi. Başladığı anda da başka bir baş ağrısı başladı. (Ne kadar baş içeren bir cümle oldu :D) Dedim ki tüm ŞL maçlarında böyle başladık, sonra açıldık biz. Düzelir şimdi.
Düzelmedi.
Berbat oynadık maalesef. Ve hak etmedik galibiyeti o yüzden. Tete'yi izlemek beni öldürdü zaten. Angelino nasıl bilmiyorum, istatistiklerde ilk yarı yüksek puan almış galiba ama ben bunu hiç göremedim. Zaten gideceğim diye düşündüğünden çok uğraşmadı mı artık... (Ziyech de sanırım yine iyi hissetmediğinden ilk 11 başlamamış.)
Her şey farklı olabilirdi düşüncesi AKLIMDAN ÇIK!! Yapacak bir şey yok maalesef, Avrupa Kupasını almamız gerekiyor, şart. "Hiç olmazsa yarı final" bile diyemiyorum. Öyle gaza geldim, sinirlendim.
Aklıma sonradan başka yorumlarım da gelirse düzenlerim bu yazıyı... Aklım parça parça, ne düşünsem bilemiyorum.